7 Mart 2025 17:35

AYM’nin eski Basın Müşavirinin de yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü

Anayasa Mahkemesinin eski Basın Müşaviri Osman Arslan’ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın ''nitelikli dolandırıcılık'' ve ''sahtecilik'' suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.

AYM’nin eski Basın Müşavirinin de yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü

Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel

Anayasa Mahkemesinin (AYM) eski Basın Müşaviri Osman Arslan’ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın ''nitelikli dolandırıcılık'' ve ''sahtecilik'' suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmada tutuklu sanıklar Serkan Arslan, Zekeriya Kaya, Özgür Erdoğan, Mirze Aylanç, tutuksuz yargılanan ve haklarında yurt dışı çıkış yasağı bulunan sanıklardan AYM eski Basın Müşaviri Osman Arslan, Ergun Tuna ve Mehmet Bulut ile avukatları hazır bulundu. Tukuksuz yargılanan sanık Serkan Bulut ise duruşmaya katılmadı. Duruşmaya SEGBİS ile katılan müşteki Mehmet Salih Aydar ise bir süre sonra duruşmadan mahkemeye herhangi bir gerekçe sunmadan ayrıldı.

“Altın kotası dolandırıcılığı”

Kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmasıyla duruşma başladı. Müştekilerden Mehmet Salih Aydar’ın “altın kotasını yükseltme” vaadi ile dolandırıldığı, kendisini ‘MİT personeli’ olarak tanıttığını iddia ettiği Serkan Arslan’ın villasında alıkonulduğu ve silahla tehdit edilerek 200 bin dolar alındığına yönelik iddiaları sanıklara soruldu.

“Yağma” ve “cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanan sanık Mirze Aylanç savunmasını yaptı. Aylanç, davanın müştekilerinden Mehmet Salih Aydar’ın akrabası olduğunu belirterek, "Tehdit olmadı, yağma olmadı. Masanın fotoğraflarını çekmiştim, orada da görülüyor” dedi.

"Bu adam belli ki basit biri değil"

Dava konusu pazarlığın yapıldığı villaya ilişkin de konuşan Aylanç, "Mehmet Salih Aydar bana dedi ki, ‘Baksana sağ villada Hakan Fidan (Dışişleri Bakanı), solda başka bakan. Bu adam belli ki basit biri değil’ dedi. 200 bin dolar para istediler. Üçüncü seferde verildi para. Korumaların ‘Parayı vermezsen ayağına sıkarım’ dediğini duymadım. Zorla da tutmadılar. Mehmet akrabam, bunları (diğer sanıklar) tanımıyorum”

Aylanç’ın ardından müşteki Mehmet Salih Aydar’a karşı ''Yağma'' ve “cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanan sanık Zekeriya Kaya ise dedesinin ismi olduğu için kendisinin “Teoman” adıyla da tanındığını iddia etti.

"Serkan Arslan kendini 'MİT görevlisi' olarak tanıttı"

Dava konusu villanın yanındaki villanın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın villası olduğunu belirten Kaya, "Onun korumaları var. Villanın çevresi çakarlı araçlarla dolu. Orada silayla yağma olduysa neden 3 ay bekleyip sonra şikayetçi oluyor? Hani biz onu rehin almışız ya, ‘Hayır’ diye bağırsa saniyesinde villaya onlarca polis girer. Eğer böyle birşey olsaydı oğlu ertesi gün Anıtkabir’i ziyaret eder miydi? Semt Ankara’nın en güzide yeri. Orada bu tarz işler olmaz" dedi. 

"Yağma", "Özel belgede sahtecilik", "Tüzel kişilikleri araç olarak kullanarak dolandırıcılık" ve "cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından yargılanan sanık Serkan Arslan, "Ben kimseye ‘MİT görevlisiyim’ demedim. Evin her tarafında çakarlı araçlar var, koruma araçlarıyla dolu çünkü yan villada Hakan Fidan oturuyor, hakim ve savcılar oturuyor. Ayrıca ben bir tehditte bulunmadım. O gün mangallar yakıldı, sabahlara kadar sohbetler edildi” iddiasında bulundu.

Milli Emlak dolandırıcılığı iddiası: "Ben polisim, beni özellikle onun yanına verdiler. Külliye’ye gidip geliyoruz"

Dosyada bir başka müşteki olan İstanbul’da avukatlık yapan Mehmet Cengiz Karayıldız ise mahkemede, 2023 yılında Maltepe’deki satın almak istediği arazinin Milli Emlak’a ait olduğunu öğrenmesi üzerine çalışanı tutuksuz sanıklardan Mehmet Bulut, Milli Emlak’tan bu araziyi alabilecek MİT ve devlet görevlileriyle bağlantılı tanıdığı olduğu Serkan Arslan olduğunu ve tanışmak için Bulut ile beraber Ankara’ya geldiğini anlattı. “Serkan Arslan’ın Mardin’de anne ve babasını küçük yaşta kaybettiği ve kendisini devletin yetiştirdiğini, 2016 yılında FETÖ soruşturmasında MİT personeli olduğu ve kimliği ortaya çıkınca yazılım şirketi kurduğu, hatta bu şirket üzerinden MİT’e de para aktardığını anlatıyordu Mehmet Bulut. Hatta Meral Akşener’in, Binali Yıldırım’ın dosyasının Serkan Arslan’a geldiğini anlatıyordu.”

AYM Basın Müşaviri Osman Arslan’ın kendisini Serkan Arslan’a yönlendirenlerden biri olduğunu da öne süren müşteki Karayıldız, “Osman Arslan tüm bu süreçlerden haberdardı, hepsini biliyordu. Osman Arslan bana kaç kez ‘Serkan benim canımdır, MİT çalışanıdır’ demiştir” dedi.

"Dekont verildi, Tapu Müdürlüğünden mesaj geldi bu yüzden dolandırıldığımı düşünmedim"

Karayıldız, “Serkan Arslan, Maltepe’de bulunan araziyi benim adıma alabileceğini, arsa için Milli Emlak Müdürlüğüne 2 milyon 700 bin lira yatırmam gerektiğini, kendisinin de bu paranın iki katını komisyon olarak alacağını söyledi. Mehmet Bulut ve Osman Arslan’ın yanında Serkan Arslan’a 1 milyon 250 bin lira elden verdim. Daha sonra benden aralıklarla para istedi Serkan Arslan ben de verdim. Dolandırıldığımı düşünmedim bunlar olduğu için” savunmasını yaptı.

"Biz kendisini dolandırmak istesek neden ona 146 bin dolar verelim"

Bu iddialara ilişkin de savunma yapan sanık Serkan Arslan, "Biz kendisini dolandırmak istesek neden ona 146 bin dolar verelim. Arabamızı sattık, altınlarımızı bozdurduk da bu parayı verdik ona. Ben kendimi MİT personeli olarak tanıtmadım. Ben MİT'çi isem yanımda polisin ne işi var. Akla sığıyor mu bu?​” dedi.

Sanıkların savunmalarının ardından mütalaasını açıklayan savcılık tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesini talep etti. Sanık avukatları ise mütalaayı kabul etmediklerini ifade ederek sanıkların beraatini aksi kanaatte ise adli kontrol tedbirlerin uygulanarak serbest bırakılmasını istedi.

Sonraki duruşma 26 Mart'ta

Yaklaşık 20 dakika aranın ardından ara karar kuran Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıklarının tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların da yurt dışına çıkış şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi. Tanık Hasan Kamçı'nın bir sonraki duruşmada SEGBİS üzerinde ifade verek üzere hazır edilmesine karar verildi. Bir sonraki duruşma ise 26 Mart saat 10.00’da görülecek. (ANKA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sermaye diktası

Sermaye diktası

İşçi başına 608 bin lira aylık kâr elde eden TÜPRAŞ, dayattığı sefalet sözleşmesine direnen işçilerin eylemlerini ‘tutanakla işten atma’ tehdidini kullanarak şimdilik bastırdı. Kimi zaman ‘demokrasi nutukları’ atan büyük sermayenin, harekete geçen işçiyi önce polisle sonra fişleyerek tehdit etmesi, ülkedeki ‘otoriterleşme’nin esasen kimin işine yaradığını ve sermaye diktasının vardığı boyutu gösteriyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildi.

Evrensel'i Takip Et